Basın Açıklamaları
Aile Günü ve Haftası Basın Açıklaması
BM Genel Kurulu’nun 20 Eylül 1993 tarih ve 47/231 sayılı kararı ile 1994 yılından beri 15 Mayıs olarak kabul edilen yeni bir “Aile Günü”nü idrak etmekteyiz.
Toplumu ayakta tutan aileye dikkat çekmek için böyle bir güne ihtiyaç duyulması manidardır. Bu karar, değişimin hızlı yaşandığı son iki asırda aile kurumunun da bu değişimden nasibini alması ve tehlike altında kalmasına dikkat çekme ve kurtarma çabalarının bir göstergesi olabilir.
Modernleşme ve daha sonra küreselleşme adı verilen Batı Medeniyeti kaynaklı bu değişim geçmiştekilerden farklı olarak hızla yayılmış ve zorlayıcı bir şekilde bütün toplumları ve kültürleri kısacası tüm dünyayı dıştan ve içten kuşatmıştır. Değişmeye zorlarken de medenileşme ve ilerleme kavramları çerçevesinde oluşturulan yeni kavramlar yeni bir anlayışın, yeni bir dünya algısının dizaynı için elverişli araçlar olarak kullanılmıştır. Tüm batı dışı toplumların algı çerçeveleri kırılmaya başlamış, insan ve toplumun buluştuğu ve birbirini var ettiği ilk sosyal etkileşim ağı olan aile de bu değişimden nasibini fazlasıyla almıştır.
Akıl, birey, özgürlük, ilerleme, dünyevileşme ile ilerleyen, kutsalı devre dışı bırakan, biyolojik olandan çok psikolojik ihtiyacı besleyerek, üret-tüket mantığıyla, haz ve konfor arayışının ana hedef olduğu, bunun için insan öldürmenin bile sıradanlaştırıldığı, adaletin alt üst olduğu, savaş ve hak ihlallerinin her geçen gün arttığı bir ortamda, aile yapısının maddi-manevi etkilenmemesi mümkün değildir. Aileyi desteklemek adına, aile bireylerine yeni rol tanımlamaları yapılması, manevi değerlerin önemsiz hale getirilmeye çalışılması, seküler yaklaşım ve kadın figürünün yeniden inşası, ailede hak merkezli ilişkinin gündemde tutulması, şiddet vb. kavramlarla aile kavramının içinin değiştirilmesi gibi gelişmelerin, algı mühendisliklerinin arka planı iyi analiz edilmelidir.
Bütün ilişkilerini kendisini merkeze alarak belirleyen eş ve çocuklardan, evini unutan ve eşini değil, işini önceleyen aile mensuplarından bir aile medeniyeti doğamayacağını, sağlıklı bir nesil ve toplum gelişemeyeceğini unutmamak lazımdır.
55 ülkede, 260 üyesiyle, İDSB ailesi olarak, değişmeyen değerlerin, Kur’an ve sünnet ışığında layıkıyla göz önüne serilip, din adına mal edilmiş, geleneklerin etkisinde kalmış, bazı ailevi uygulamaların bu değerler ışığında gözden geçirilip, aileye değişen dünyada layık olduğu yerin kazandırılmasına, başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünyanın ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Kadın üzerinden yapılan aile değerlendirmelerinin tek başına eksik kaldığını, erkeğin ailedeki konumunun layıkıyla gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugünün ve içinde bulunduğumuz Aile haftasının güzelliklere başlangıç olması dileğiyle, ilgili tüm kişi, kurum ve kuruluşları, geç olmadan işbirliğine davet ediyoruz.