BM Ajandası Hakkında Çekincelerimiz!

Basın Açıklamaları

BM Ajandası Hakkında Çekincelerimiz!

BM Ajandası Hakkında Çekincelerimiz!

Ramazan, 27, 1436 H

Temmuz, 14, 2015 M

Âlimler Birlikleri ve İslami organizasyonların, BM Genel Kurulu Özel Bölümünün 25-27 Eylül 2015’de yapılacak olan toplantısının sonuç dokümanları taslağı üzerine açıkladıkları beyanları sunuyoruz:

Dünyamızı 2030’a hazırlamak: “Global Hareket İçin Yeni Ajanda”

Allah’a nihayetsiz hamd ü senalar, Resul-ü Ekrem Efendimiz’e (sav), aline, ashabına ve kıyamet gününe kadar onu takip edenlere salat ü selamlar olsun.

Tüm dünya, Birleşmiş Milletler’in ve organlarının 25-27 Eylül 2015’de New York’ta düzenleyeceği Genel Kurulundaki yeni gündem olan: “Dünyamızı 2030’a hazırlamak” başlıklı ve “Global Hareket İçin Yeni Ajanda” konulu toplantısını bekliyor.

Yeni ajandanın önsözünde belirtiliyor ki: “Biz, insan ırkını sefalet zulmünden kurtarmak ve dünyamızı şimdiki ve yeni nesiller için iyi ve güvenli bir hale getirmek konusunda azmettik. Biz, dünyayı güçlü bir yola çekme konusunda cesur ve dönüştürücü kararlar vermeye kararlıyız. Bu girişimde hiçbir kimseyi arka planda bırakmayacağımıza yemin ediyoruz.”

Hem başlık hem de önsöz olarak bu yeni ajanda taslağı, BM’nin tüm dünya insanları ve toplulukları için yol gösterici, sefaletten kurtarıcı, acıları ve savaşları sonlandırıcı kararlıkta olduğu mesajı veriyor.

Bu ajanda yeni gelişmeler içerirken, gelişme, nüfus ve kadın konularında süregelen ve tartışmalı birçok eski BM konularını kapsasa da, birçok hükümetin ve kişinin itirazı ve direnmesi sonucu ajanda tam olarak uygulanma konusunda engellerle karşılaşıyor. Bununla beraber, her ne kadar madde 6’da “Tüm ülkeler tarafından kabul edildi ve uygulanacaktır” açıklaması olsa da ajandanın tam olarak uygulanmaması gerçeği var.

Aşağıda Âlimler Birliklerinin ve İslami kuruluşların bu taslak yeni ajandadaki tereddütleri üzerine beyanlarını sunuyoruz:

Birinci Çekincemiz: Beijing Platformu ve Nüfus ve Kalkınma Uluslararası Konferansı’nda ve onların sonuçlarında belgelerde kabul edilmiş olan (yaş ve evlilik statüsüne bakılmaksızın) cinsel ve üreme sağlığı servisleri kurma, aile planlaması ve bilgilendirme ve bunları ulusal strateji ve programlara entegre etme hususunda ısrar etmeleri konusudur.

Böylece evli olmayan, hatta çocuk ve ergenler de kendilerini hamilelikten koruyacak bilgi ve hizmetleri alıyorlar. Biz bunu zinaya yakılmış bir yeşil ışık olarak görüyoruz. Özellikle Nüfus ve Kalkınma Uluslararası Konferansı’na referansla “Cinsel olarak aktif ergenler özel aile planlama bilgileri, danışmanları ve hizmetleri alacak, hamile kalanlar hamilelikleri boyunca ve ilk yaşlarda çocuk bakımı konularında ailelerinden ve toplumdan özel destek alacaklar. Ergenler mutlaka bu bilgilere, hizmetlere planlama, uygulama ve değerlendirme açısından tam katılma hususunda ailenin destek ve sorumluluğunda olacaklar.” maddesini şart koşmuşlardır.

Ayrıca Genel Sekreterin raporunun “Rıza ve ilişkide eşitlik dâhil, kapsamlı cinsel eğitim sağlamak, okulda kızlara saldırı hakkında brifing vermeyi gerçekleştirmek” konusunda ülkeleri teşvik etmesini de burada bahsetmeye değer olarak görüyoruz.

Kürtajı yasalaştırma konusunda uluslararası baskının yanı sıra, 2013’de Hollanda’da düzenlenen “ICPD 2014 Sonrası” konulu İnsan Hakları Uluslararası Konferansında, “Cinsel ve üreme hakları konusunda suç kanunlarının varlığı, karşılıklı anlaşmaya dayanan eşcinsellere yönelik suç kanunları, zina, belgesiz göçmenlere, HIV’li kişilere, cinsel konulara erişebilme, güvenli kürtaj servislerine yönelik suç yasaları” kınanmıştır. Ergenlere ve gençlere kapsamlı cinsel eğitim sağlama konusu vurgulanmıştır.

Bu belgeler, “Herkese cinsel özgürlük”ün kısıtlanmasını insan hakları ihlali olarak görürken, Suriye, Filistin, Irak, Burma, Mısır, Afrika, Orta Afrika gibi dünyanın birçok yerlerinde Müslüman kadınlara ve kızlara karşı yapılan öldürme, yakma, sistematik tecavüz, işkence keyfi tutuklamalara karşı gözlerini kapatıyorlar. Halbuki bunlar değil insan hakları, yaşama hakkına bile sahip değiller.

İkinci Çekincemiz: “Cinslerin eşitliği” adı altında eşcinsellerin haklarını korumayı kabul etme ve bunun insan hakları global sistemine dahil edilmesi konusunda baskılar ve ayrıca cinslerin eşitliğinin, sürdürülebilir gelişmelere ulaşılması konusunda bağlantısı olduğunu vurgulama konusudur.

Genel Sekreterin raporu, BM’in eşcinsellerin hakları konusunu desteklediğini ve bu yol üzerindeki engelleri kaldırması konusunda kararlığını gösterdi.

Son raporlardan birisi şu başlığı taşıyor. “2030’a doğru onur yolculuğu: Sefaleti sonlandırma, hayatları değiştirme ve gezegeni koruma”. Burada beyan edilen; “Sivil topluma özgür, aktif ve anlamlı yaşaması konusunda, kanunlar çerçevesinde olanak sağlamak, kadınların, azınlıkların, lezbiyenlerin, eşcinsellerin, çift cinsiyetli insanların, cinsiyet değiştirenlerin seslerini duyurmak”tır. Genel Sekreterin “Eşcinsellerin hakları” konusunda birçok durumda birçok açık raporu olmuştur.

Yeni ajandada “Cinslerin eşitliği” konusu, SDG yani sürdürülebilir gelişme hedeflerinde de “Cinslerin eşitliliğine ulaşmak ve bütün kadınları ve kızları güçlendirmek” şartıyla da belirtilmiştir. Bu da, cinslerin eşitliği ve eşcinsellerin haklarını kabul etme konusunun, BM’in bu “Yeni Ajanda”da çözmeyi istediği, hedeflenmiş bir konu olduğunu gösteriyor.

BM Genel Kurulu Özel Bölümü düzenlenmeden önce, LGBT, basın ve sosyal medyanın da yardımıyla, eş zamanda dünyanın birçok yerinde çeşitli faaliyetler düzenlemiştir. Buralarda, homoseksüelliğin artık bir gerçek olduğu mesajı verilmiş ve eşcinsellerin kendi cinsel kimliklerini seçmeleri haklarının uluslararası koruma yasalarıyla ve insan hakları sistemiyle belirlenmesi mesajı verilmiştir.

Bir diğer tarafta, “Yeni Ajanda” taslağı üç çeşit evliliği yasaklamış bulunuyor: Çocuk yaşta evlilik, erken evlilik ve zorlanmış evlilik.” BM topluluğuna göre çocukluk 18 yaşında sona eriyorsa, “erken evlilik” 18 yaşından öncesi demektir. Bu demek oluyor ki, “Yeni Ajanda” 18 yaş altı evlilikleri yasaklarken, ergenler için zina, homoseksüellere insan hakları ve herkese temel haklar sağlamak konusunda avukatlık yapıyor.

Böylece kendiliğinden bir soru ortaya çıkıyor: “Toplumlar, ergenlerin evliliğini yasaklayıp zinaya izin vermeleriyle ve homoseksüelleri yasal koruma altına almasıyla ne elde edecek?”

Üçüncü Çekincemiz: Aile kanunları dâhil, Kanun ve yasaları değiştirme talebi Yasama da “ayrıcalık yasası” sayılmasıdır.

İslam, kadın ve erkek arasında eşitlik vermiştir ama fıtrat ve sorumluluklar açısından aralarında ayırım vardır. Böylece ailenin bağları sağlamlaşır, sağlıklı ve güçlü bir toplum oluşturmak için ailenin rolü desteklenmiş olur.

Yeni Ajanda taslağı, tüm bu nitelikleri görmezden gelerek, bu nitelikleri “ayrımcılık yasası” olarak etiketleyip kanunları değiştirmek istiyor. Uluslararası Âlimler Birliği ve İslami kuruluşlar aile bağlarını tehdit eden hiçbir isteği kabul edemez.

Yeni Ajanda’nın ayrımcılık yasası deyip değiştirmek istedikleri hususlar şunlardır:

–  Evlilik ve boşanma yasalarında tam eşitlik

–  Himaye ve yönetimi feshedip aile içinde tam ortaklık ve sorumlulukları eşit paylaşmak

–  Mirasta eşitlilik, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde taslaktaki esaslar (1.4) ve (5.a)’da, ayrıca BM Genel Sekreterinin birçok raporunda yer alıyor

–  Cinslerin eşitliği yani tüm cinslerin eşcinseller dâhil hakları vardır. Karı kocanın mirasını alırken, eşcinsel de eşinin mirasını almalıdır. Edindikleri evlat da miras almalıdır. Ayrıca normal çiftler gibi sosyal garantileri, güvenceleri vs olmalıdır.

Dördüncü Çekincemiz: 2030’da Yeni Ajandayı uygulama zorunluluğu konusudur.

Bu zorunluluk taslakta defalarca tekrar edilmiş. Mesela; İnsan Hakları Uluslararası Konferansı başlığı olan; ICPD 2014 ve sonrası Raporunda “Tüm insanların ırk, cinsiyet, din, politik ve diğer görüşlerine bakılmaksızın, cinsellik ve üreme hakları evrensel insan haklarıdır, tüm devletler bunu sağlamak zorundadır” yazmaktadır.

Ayrıca Yeni Ajanda şunu belirtiyor: “Ajanda, Devletlerin uluslararası kanunlar altında haklar ve kurallar çerçevesinde uygulanacaktır ve bu önümüzdeki 15 yıl içinde yönlendirilecektir.”

Aynı taslakta “Mevcut tüzük BM’in herhangi bir devletin bölgesel hukukuna karışmasını kapsamaz” derken, başka bir yerde ”Yeni ajanda BM’in amaçları ve prensipleri doğrultusunda yönlendirilecek” şeklinde net bir zıtlık yer alır.

Aynı paragrafta, “Ulusal politik ve önceliklere saygı” ifadesi yer alırken “Sürdürülebilir kalkınma hedefleri entegre edilecek ve global ve uluslar arası uygulanacak” ifadesi de yer almaktadır. Bu da gösterir ki dini veya temel değerler ve ahlaklar konusunda çatışma olsa bile hedefler hiç ayrıcalık olmadan uygulanacaktır.

Bunun gibi, taslak da madde 16.10’da: “Ulusal yasalar ve uluslararası özgürlükler ile temel özgürlükleri korumak” ifadesi kendi içinde bir zıtlıktır. Çünkü temel özgürlükler Yeni Ajandanın raporlarına ve belgelerine göre çok geniştir. Cinsel kimliği seçme özgürlüğü, cinsel eğilim birçok ülkenin ulusal yasalarına göre aykırıdır.

Bu aşırı zıtlıklar karşısında, temel özgürlükleri uluslararası ve ulusal yasalar ile kombine etmek imkânsızdır.

Böylece, muhafazakâr ülkeler kendi kanunlarını uluslararası birliğe mi uyduracaklar, yoksa BM yeryüzündeki kişilerin kültürel farklılıklarına ve kendi ulusal yasalarını oluşturmalarına saygı mı duyacak?

Müslüman Âlimler Birliklerinin ve İslami organizasyonların istekleri;

  1. Biz Birleşmiş Milletler’den ve bağlı kuruluşlardan uluslararası barış ve güvenliği sürdürdükleri ahlaki organizasyonlara ve insanların isteklerine saygı duymasını istiyoruz.
  2. İslam Devletleri, CEDAW, Beijing ve Cairo dokümanlarında olduğu gibi nüfus, kadın ve çocuklar konusundaki uluslararası dokümanlar hakkında birleşik ve kararlı bir duruş sergilemeye ve İslam inancına aykırı olan hususları reddetmeye davet ediyoruz.
  3. Hükümetleri farklılıklara saygı göstermeye, ulusal kimlik ve bağımsızlıkları korumaya yönelik adımlar atmaya ve güçlendirmeye davet ediyoruz.
  4. Birleşmis Milletler teşkilatından bütün bölgelerde kadınların ve kızların cinayet, kundakçılık, işkence, tutuklanma ve sistematik tecavüze maruz kaldığı şiddetin kaldırılması için ciddi adımlar atmasını istiyoruz.


Bu beyan aşağıdaki Alimler Birliği ve Islami STK’lar tarafından onaylanmıştır
.

 

  1. International Union for Muslim Scholars (IUMS)
  2. European Council for Fatwa and Research
  3. Australian Federal Council of Imams
  4. Algerian Muslim Scholars Association
  5. The Supreme Council of Imams and Islamic Affairs in Brazil
  6. European assembly of Imams and Advisors
  7. The Islamic Union in Denmark
  8. Advisory Board of the Indonesian Awqaf
  9. The Islamic Fiqh Academy India
  10. Samastha Kerala Jam’iyyathul Ulama
  11. Iraq Scholars Association
  12. The Higher Judicial Institute in Syria
  13. Al-Quds International Institution
  14. Justice and Charity Jamaa
  15. Nepal Association of Scholars
  16. Palestinian Scholars League
  17. Scholars Association in Somalia
  18. Syrian Scholars Association
  19. Tunisian Association for Sharia Sciences
  20. Muslim Judicial Council of South Africa
  21. The Islamic Supreme Council of Senegal
  22. The Association of Mercy to the World in Canada
  23. European Assembly for Imams and Advisors
  24. Sunni scholars Association
  25. The Association of Palestinian Scholars (outside Palestine )
  26. Al Shareef Academy for Studies of Origins of Jurisprudence & Sharia Divisions LTD
  27. The Front of Azhar scholars
  28. Egyptian Syndicate of Advocates
  29. The Union of Muslim Lawyers in Lebanon
  30. Islamic Conference of Shari’a and law in Lebanon
  31. Union of Islamic institutions in Lebanon
  32. The Islamic Salvation Association in Lebanon
  33. Association of Muslim Scholars in Lebanon
  34. International Muslim Organization for Woman and Family
  35. Global League for Islamic Women’s Organizations
  36. Muslim Woman Organization in Sudan
  37. Islamic Medical Association/UK
  38. Future Empowerment Center for Consultations and Studies
  39. Society for the Promotion of Sharia Sciences, Khartoum , Sudan
  40. World Islamic Medical Organization , Sudan
  41. Islamic League For Iraqi Women
  42. Islamic woman forum in Iraq
  43. Zahrat Al-Iraq for Relief and Development Association In Iraq
  44. Muslim Sister Association in Iraq
  45. Al Najat social association in Lebanon
  46. Irish Council of Imam
  47. Hemam Qataria Organization
  48. The Isaad Consulting Center
  49. International Islamic Forum for Family & Women
  50. The Parliamentarians Association for the family -Tunisia
  51. Lebanese league for The Protection of the Family
  52. Mawada Association for Family Counseling in Lebanon
  53. Women’s Commission for care and social networking in Lebanon
  54. Pertubuhan Ikram Malaysia- (Ikram Womens’s Wing)
  55. The Institute of Muslim Scholars in Sudan
  56. The Shari’a League for Muslim scholars and preachers in Sudan
  57. The League Muslim Scholars in Sudan
  58. Islamic Reform Society
  59. Awareness and Consolation Association
  60. Binaa Academy to Qualify Scholars
  61. Youth Protection Project from STIsHIVAIDS
  62. President of the International Academy of Sciences family and society
  63. Irshad Islah Islamic Beneficent Association
  64. Kurdistan Islamic Sisters League
  65. Daawa and Islah Association- Tunisia
  66. Arabyan Gulf Ashria Scholors Association
  67. Islamic League For Iraqi Woman
  68. Islamic Union Association
  69. Alumni Association of the Islamic University in Niger