KUDÜS MÜSLÜMANDIR ve ÖYLE KALACAKTIR

Basın Açıklamaları

KUDÜS MÜSLÜMANDIR ve ÖYLE KALACAKTIR

KUDÜS MÜSLÜMANDIR ve ÖYLE KALACAKTIR

İşgal devleti İsrail, Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki bazı evleri ya yıkarak veya Yahudilere peşkeş çekerek kenti mahalle mahalle Yahudileştirme çalışmaları yürütmekte; Filistinlilere yönelik sistematik tehcir politikası güderek Müslümanların ilk kıblesi, peygamber yadigârı Kudüs’ü bu türden oldu-bittilerle kolayca ilhak edebileceğini sanmaktadır.

Bunlarla yetinmeyip özellikle mübarek Ramazan-ı şerifte fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa baskınlarına polis koruması tahsis edip Müslümanları kışkırtmaya ve yıldırmaya çalışmaktadır.

Uluslararası hukuku ve demokratik tüm teamülleri yok sayarak kenti başkent ilan eden terör devleti İsrail, bu tür entrikaları ileyasadışı yerleşim birimlerini meşru kılmaya, Filistin topraklarındaki işgalini tamamlamayı planlamaktadır.

İsrail’in son yıllarda tamamen kontrolden çıkmış bir şekilde ABD’nin himayesi altında her yıl dozunu ve şiddetini arttırarak Filistinliler üzerindeki saldırıları ve rutinleşmiş faşist uygulamaları, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’nun raporlarına göre açıkça “etnik ayrımcılık suçu” olarak tescillenmiş olmasına rağmen bu suçu işlemeye  aynı cüretle devam etmektedir.

Her fırsatta Filistin halkına maddi manevi yaptırımlar uygulayan ve adeta Filistin halkını yok sayan İsrail, uluslararası payandalarının koruması ve kollaması altında barış anlaşmaları süsü verilmiş çeşitli paçavra anlaşmalar ile haremimiz, ilk kıblemiz olan Kudüs’ü ilhak etmek istemekte; sözde restorasyon ve arkeolojik kazılar adı altında Mescid-i Aksa’yı yok etme hayalleri kurmaktadır.

İyi bilinmelidir ki Kudüs, Mekke ve Medine’den sonra tüm Müslümanlar için en önemli kutsal mekândır. Sadece Müslümanlar için değil üç semavi din için kutsal olan bu şehirde işgal devletinin uzun zamandır ezan, namaz ve Mescid-i Aksa ekseninde serdettiği provakatif entrikaları, Müslümanları şehirden tehcir politikaları ile daha da gün yüzüne çıkmıştır.

Filistin halkı, yıllardır maruz kaldığı korkunç adaletsizliğe karşı destansı bir direniş vermektedir. Asıl hak sahibinin bu iradesi ortada iken Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesi ve tüm evrensel hukuk değerlerine aykırı olarak ırkçılığı ulusal bir kavram olarak yasalaştırmış İsrail’in bu hukuksuz, faşist uygulamaları karşısında, BM başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların tepkisizliği ve çaresizliği kabul edilemez.

Asıl üzücü nokta ise İslam dünyasının ve onu temsil iddiasındaki başta İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği olmak üzere Kudüs ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere Filistin’e uygulanan bu galiz saldırılar karşısında uluslararası kuruluşlarımızın içler acısı halleridir. Dünya nüfusunun önemli bir kısmını teşkil eden Müslümanların sesi olması, birlik ve dayanışma içinde hareket etmesi gereken bu kuruluşlarımızın sessizliği düşündürücüdür.

Müslümanlar olarak duçar olduğumuz bu vaziyetler karşısında İslam dünyasının birbirini tanımaya, birlikte sürdürülebilir projeler geliştirmeye, kendi bahçesine sahip çıkmaya, kendi geleceğini kendi tayin etmeye ne kadar muhtaç, ne kadar mecbur olduğunu bir kere daha ifade ediyoruz.

Kudüs ve Filistin meselesi sadece ne Filistinlilerin, ne de Arapların bir sorunudur.  Bu sorun hepimizin, bu ümmetin sorunudur. Bu sorun hakikatte bir insanlık sorunu, mazlum bir milletin varoluş sorunu, bir insan hak ve hürriyetleri sorunudur. Uluslararası toplum bir an önce üzerine düşeni yapmalı, İsrail ve ABD’nin tümuluslararası hukuku hiçe sayarak artan saldırganlığını sona erdirmek için süratle harekete geçmelidir.

65 ülkeden 354 STK’nın çatı kuruluşu olan İslam Dünyası STK’lar Birliği olarak, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı Filistin’i ve Filistinlileri yok sayan İsrail’in bu terör politikalarını reddediyor ve en yüksek sesle ifade ediyoruz ki Kudüs Müslümandır ve öyle kalacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

İDSB