Basın Açıklamaları
Trump’tan dünya barışını tehdit eden bir başka hamle!
Uluslararası toplum bir kere daha bir oldu-bitti ile karşı karşıya kaldı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya barışını ve huzurunu tehdit eden yeni, fakat bir o kadar şaşırtıcı olmayan kararıyla sarsıldı. İç politika dinamikleri uğruna hem kendi ülkesindeki lobilerin desteğini almak, hem başka bir ülkenin siyasetçisine destek sağlama adına dünya barışı, uluslararası demokratik teamüller ve başta bir zamanlar kendi ülkesinin de destek verdiği BM kararı yok sayıldı.
İşgal altındaki bir ülkenin toprağı, “Güçlüyüm, öyleyse haklıyım” duruşuyla işgalcilere peşkeş çekilmek istendi. Amerika Başkanı Donald Trump artık klasikleşen haksız, yanlı ve yanlış kararlarından biriyle İsrail’in 1967 savaşında işgal, 1981’de de ilhak ettiği Golan Tepeleri’ni “İsrail toprağı” olarak tanıyıverdi!
Hâlbuki BM Güvenlik Konseyi’nin 1981 tarihli 497 sayılı kararı başta olmak üzere, bugüne kadar aldığı tüm kararlarda açıkça ifade edildiği üzere Golan Tepeleri, işgale uğramış Suriye toprağıdır. Esasen kendisi bir işgal devleti olan ve yayılmacı politikasından bir türlü vaz geçmeyen İsrail’in bu topraklarda yaptığı eylemlerin hiçbir hukuki ve meşru zemini yoktur.
Atılan bu tehlikeli adım son yıllarda ardı ardına gelen Kudüs’ün başkent ilanı ve Yahudi ulus devlet yasası gibi adımlardan bağımsız düşünülemez.
ABD’de Yahudi lobisi tarafından köşeye sıkıştırılan Trump’ın kapıldığı girdaptan kurtulmak amacıyla İslam coğrafyasını, özellikle de Ortadoğu ve Körfez bölgesini köşeye sıkıştırmaya çalışması uluslararası toplumda giderek yalnızlaşmasından öte bir sonuç doğurmayacaktır.
İDSB olarak başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm devletleri ve uluslararası kamuoyunu, hür dünyanın bu güne kadar sahip olduğu diplomatik müktesebatını ve teamüllerini yok sayarak, dünya barışını tehdit eden İsrail’in ve giderek uydusu durumuna getirdiği ABD’nin gittikçe artan pervasız ve saldırgan adımlarına karşı etkin tavır almaya çağırıyoruz.
Uluslararası toplumun Filistin, Suriye, Keşmir, Doğu Türkistan, Arakan ve benzeri sorunlar hakkında BM Güvenlik Konsey’inde adil çözüm yollarını öngören sağduyulu kararlar alması ve süratle uygulaması gerektiğinin altını çiziyoruz.
Bir kere daha ifade etmek istiyoruz ki, coğrafyamızda bu coğrafyaya ait olmayan güçlerin bu kadar pervasızca hamle yapabilmeleri, İslam dünyasının birbirini tanımaya, birlikte sürdürülebilir projeler geliştirmeye, kendi bahçesine sahip çıkmaya, kendi geleceğini kendi tayin etmeye ne kadar muhtaç, ne kadar mecbur olduğunu bir kere daha göstermektedir.
Açıkça vurgulayalım ki Golan Tepeleri Suriyelilerindir ve öyle kalacaktır.
Uluslararası toplum bu haksız talep ve oldu-bitti karşısında bir an önce üzerine düşeni yapmalı, İsrail’in ve ABD’nin tüm uluslararası hukuku hiçe sayarak artan saldırganlığını sona erdirmek için süratle harekete geçmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.