2. Uluslararası Aile Konferansı

Faaliyetler

2. Uluslararası Aile Konferansı

2. Uluslararası Aile Konferansı

slam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) tarafından T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile işbirliği halinde düzenlenen 2. Uluslararası Aile Konferansı 24-25 Ocak 2015 tarihleri arasında İstanbul’da 30 ülkeden yaklaşık 500 bakan, milletvekili, akademisyen, sivil toplum kuruluşları ve aile konusunda çalışma yapan uzmanların katılımıyla gerçekleşti. Ailenin karşı karşıya bulunduğu problemleri ve çözüm önerilerini ele alan konferans “Değişen Dünyada Bireyler Arası Etkileşim Ağı Olarak Aile: Şefkat, Hürmet, Nezaket, Paylaşım” başlığıyla tertip edildi.

TİKA’nın da desteklediği konferansın birinci gününde ilk iki oturumda ilmi ve akademik formatta tebliğlerin sunulmasının ardından gerçekleştirilen bakan oturumunda İslam ülkelerindeki “Aile Ekseninde Mevcut ve Geleceğe Yönelik Politikalar” ele alındı. Konferansın ikinci gününde 8 ana başlık altında çalıştaylar düzenlenerek uzman kişiler tarafından sorunlar ve çözüme yönelik projeler ortaya koyuldu.

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşenur İslam’ın katılımıyla gerçekleştirilen açılış oturumunda açılış konuşmasını yapan İDSB Genel Sekreteri Av. Ali Kurt şu noktaların altını çizdi:

“Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanım, farklı birçok ülkeden memleketimize teşrif etmiş bulunan Saygıdeğer Bakanlar, Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanlarım, saygıdeğer protokol ve kıymetli hazirun, İslam Dünyası Sivil Kuruluşları Birliği tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Aile Konferansı’na hoş geldiniz, şeref verdiniz.

Bizleri Hz Âdem ile Havva’dan, bir ana-babadan yaratan ve birbirimize eş kılan Allah’a hamdolsun. “Evleniniz, çoğalınız, kuşkusuz ben ahirette ümmetimin çokluğuyla iftihar edeceğim” diyerek bizlere yuva kurmamızı bir sünneti olarak tavsiye eden Efendimiz Asm’a nihayetsiz salavatlar olsun.

İlkini 2011 yılında Endonezya Bandung’ta düzenlediğimiz 1. Aile Konferansı’ndan bugüne yerel ve beynelmilel birçok çalıştay yaptık. İslam coğrafyasının değişik bölgelerinden konunun uzmanlarını bir araya getirdik. Bu çalışmaların bir meyvesi olarak bugün burada hep birlikte icra edeceğimiz 2.Aile Konferansı ve yarın yapacağımız çalıştay ile aile politikalarımıza ışık tutacak bir farkındalığı ortaya koymayı hedefliyoruz. İlk gün değerli katılımcılarımız “Değişen Dünyada Bireyler Arası Etkileşim Ağı Olarak Aile” konusunu “Şefkat, Nezaket, Hürmet, Paylaşım” temelinde ele alacaklar.

İkinci gün ise aile ekseninde taraflar arasındaki adaleti, temel kavramlar ve yanlış algılamaları, kronik sorunları, yasamanın, savaş ve çatışmaların, medya ve sanatın aile istikrarındaki rolünü, BM bağlamında kadın ve aile politikalarına yaklaşımı, İslam hukuku ve yerel kanunlar arasında aile konularını irdeleyecek önemli bir çalıştay gerçekleştireceğiz.

BM’de 1970’ten beri kadınla, aileyle ilgili, kadına şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Kadın Hakları Konferansları, Cedaw Sözleşmesi, Pekin Konferansı, Pekin+5 BM Özel Oturumu, İstanbul Sözleşmesi gibi yapılan bu uluslararası çalışmalar, prensipte hiçbirimizin karşı çıkmayacağı olumlu yaklaşımların perde arkasında farklı sapık ilişkileri meşru kılan, toplumsal eşitsizliği vurguluyan ve bizi sıkıntıya sokacak bazı olumsuz maddeler içeriyor. Ama biz temel bazı ölçülerde mutabık olmamızla birlikte, hiçbir rezerv koymadan bizim kültürel değerlerimize uygun olmayan maddelerin de altına imza atıyoruz. Biz neden o maddelerin yazılmasını, anlaşmaya dahil edilmesini engelleyemiyoruz? Veya neden en azından ilgili maddelere çekincemizi koymuyoruz?” şeklinde konuşmasına devam eden Genel Sekreter Kurt, konferansın odak merkezi olan aile kavramının mutlak surette değerlerimiz çerçevesinde incelenmesi gerektiğini vurgulayarak gerek memleketimizden gerekse İslam dünyasının birçok bölgesinden konferansımıza teşrif eden bakanlarımıza, milletvekillerimize, siyasi partilerimizin güzide mensuplarına ve uzaktan yakından teşrif eden misafirlerimize teşekkürlerini beyan etti.

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşenur İslam ise yaptığı konuşmasında şunlara değildi:

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak sözlerime, ailenin toplumun temeli olduğuna inandığımı söyleyerek başlamak isterim. Hepimizin bildiği bu söz, bana göre bir klişe değil, gerçeğin ifadesidir. Toplum olmak, bir arada ahenkli istikrarlı barışçıl bir hayatı paylaşabilmek için gerekli alt yapının, yani ortak değerlerin, ilişki ve iletişim biçimlerinin üreticisi de aktarıcısı da aile kurumudur. Ayrıca aile, doğal sosyal güvenlik ve sosyal hizmet kurumu olması bakımından da insanın doğumundan başlayarak ölümüne kadarki süreçlerinde her türlü ekonomik, sosyal, psikolojik, fiziksel ihtiyaçlarının karşılandığı alternatifsiz bir kurumdur.

Bu özelliklerinden dolayı toplum da toplumun üst organizasyonu olan devlet de güçlü bir aile kurumu ister. Ailenin zayıflaması durumunda onun bıraktığı boşluğu doldurmak yüksek maliyetli yatırımları gerektirdiği gibi aynı sonucu üretmek de mümkün değildir. Ancak içinde yaşadığımız modern zamanların ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümlerinin aile yapısında bazı değişimler meydana getirdiği; ailenin bazı fonksiyonlarını kaybetmesine ve bazı yeni fonksiyonlar üstlenmesine sebep olduğu bilinmektedir. Buna rağmen aile kurumu günümüzde de önemini ve değerini muhafazaya devam etmektedir.

Bizim aile politikalarımız ailenin söz konusu temel fonksiyonlarını tam olarak yerine getirebilmesini sağlamaya dönüktür.  Bu konuda geliştirilecek politikaların hukuki, sosyal, kültürel ve ekonomik boyutları olduğu ve her boyutunun da aynı derecede öneminin bulunduğu açıktır. Bazen bir alandaki bir ihmal bütün diğer çabaları anlamsızlaştırmakta ve ailenin sorun çözen değil sorun üreten bir yapıya dönüşmesine yol açabilmektedir.

Biz bu gerçekten hareketle aileyi ilgilendiren her boyutun göz önünde bulundurulduğu bütünlüklü aile politikaları geliştirip, geliştirilen politikaları titizlikle uygulamaya özel bir önem atfediyoruz. Adalet, hakkaniyet, şefkat, merhamet ve diğerkâmlığın en ince en zarif örnek ve imkânlarının, tevarüs ettiğimiz kültürel mirasta mündemiç olduğunu unutmamalı ve bu mirasın sadece bizler için değil bütün insanlık için yegâne umut kaynağı olduğundan asla şüpheye düşmemeliyiz diyorum.”

Konferansın sonunda okunan sonuç bildirgesiyle İDSB’nin aile konusundaki yol haritası ortaya konarak bu çalışmaları kurumsal ve sürdürülebilir şekilde devam ettirebilmek maksadıyla tüm dünyada aile üzerine çalışan kuruluş ve uzmanları bir araya getirmesi hedeflenen Uluslararası Aile Ensititüsü’nün kurulmasına karar verildi.