İDSB Uluslararası Hukukçular Toplantısı

Faaliyetler

İDSB Uluslararası Hukukçular Toplantısı

İDSB Uluslararası Hukukçular Toplantısı

27-29 Ocak 2017 tarihleri arasında uluslararası hukuk alanında son gelişmeler, ABD’nin 7 Müslüman ülke vatandaşları aleyhinde aldığı giriş yasağı ve en önemlisi JASTA kanununun değerlendirilmesi amacıyla Akgün Otelde İDSB üyesi STKlarda yer alan uluslararası hukukçular bir araya geldiler.

Toplantıda yeni seçilen başkan Trump’ın yedi Müslüman ülke vatandaşına karşı yürürlüğe sokmuş olduğu ülkeye giriş yasağı ve JASTA kanununu enine boyuna masaya yatırıldı. JASTA kanunu bilindiği üzere Ulusların Egemenliği İlkesine aykırı olarak ABD’de yürürlüğe sokulan, federal ve yerel mahkemelerde diğer ülkelerin yargılanabilmesini öngören bir kanundur. Bu sayede ABD’de her hangi bir kişi, başka bir devleti yerel bir mahkemede yargılatabilme, o ülke aleyhine dava açabilme hakkını kazanmış buluyor.

Katılımcılar arasında alanlarında dünyanın değişik üniversite ve hukuk kurumlarında mesleklerini icra eden uzman hukukçular bulunuyordu. Toplantıda genel olarak JASTA yasasının “Yabancı Egemenlik Dokunulmazlığı” ilkesine aykırı olduğu ve bunun devletler arasında bir hukuk kaosuna neden olacağı kabul gördü.  

Uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan Yabancı Egemenlik Dokunulmazlığı ilkesi, bir devletin yerel mahkemesi yabancı bir devlete karşı yargılama faaliyeti yürütemez demektedir. Bu ilke devletlerin eşitliği ve bağımsızlığı kabulünden doğmaktadır. Bunun yanı sıra, devletler yabancı devletlerle olan ekonomik ve politik ilişkilerinden dolayı yabancı bir devleti kendi yerel mahkemelerinde dava etmekten geleneksel olarak da çekinmektedirler.

Lakin dünyanın pek çok bölgesinde ya askeri ya siyasi ya ekonomik ya da paramiliter, açıktan veya gizli operasyonlara imza atan ABD’nin aslında dünyada bu ilkeden en fazla istifade eden devlet olduğu toplantıda dile getirildi. Diğer kabul gören bir başka konu JASTA’nın asıl hedefinin Suudi Arabistan olduğu, bu sayede bu ülkenin ABD’de 800 milyar dolara yakın mal varlığını dondurma veya bu kanun ile perdeleyerek bu yatırımlara el koyma yoluna gidildiği vurgulandı. Bununla beraber bu yasanın Demoklesin Kılıcı gibi tüm Müslüman ülkeler üzerinde rahatlıkla bir tehdit unsuru olarak kullanılabileceği de değerlendirilen konular arasındaydı.