İslam Dünyası 2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nde Bir Araya Geldi

Haberler

İslam Dünyası 2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nde Bir Araya Geldi

İslam Dünyası 2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nde Bir Araya Geldi

İslam dünyası, Malezya başkenti Kuala Lumpur’da 18-21 Aralık tarihinde düzenlenen 2019 Kuala Lumpur Zirvesi’nde bir araya geldi.

Zirvenin açılışını gerçekleştiren Malezya Başbakanı Tun Dr Mahathir Muhammed, zirvenin içeriğine dair basını ve katılımcıları bilgilendirdi. Mahathir Muhammed, dünya Müslümanlarının kalkınmasını sağlamak için bu toplantıyı organize ettiklerini belirterek, “Umarız bu zirvenin sonunda daha büyük şeyler yapılmasını hızlandıracak inisiyatifler ortaya çıkacaktır.” dedi.

İslam aleminin “İslamofobi” ile başa çıkması gerektiğinin altını çizen Mahathir Muhammed, “Eksikliklerimizi ve kendimizi İslam düşmanlarına karşı korumak için gayrimüslimlere bağımlı olmamız gerçeğini tartışmanın yollarını bulmalıyız.” şeklinde konuştu.

Çok sayıda Müslüman düşünür, yazar, akademisyen, lider ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi Kuala Lumpur Zirvesi’nde 7 ana konu üzerinde fikir alışverişinde bulundu. İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Av. Ali Kurt  da Türkiye’den katılan isimler arasında yer aldı.

Zirvenin ana konuları “Barış, Güvenlik ve Savunma”, “Adalet ve Özgürlük”, “Kalkınma ve Egemenlik”, “Ticaret ve Yatırım”, “Teknoloji ve İnternet Yönetimi”, “Kültür ve Kimlik” ve “Doğruluk ve İyi Yönetim” oldu.

Bu çerçevede zirve, İslam medeniyetinin dirilmesi, Müslüman aleminin sorunlarına çözüm üretilmesi, Müslüman toplumların kalkınmasına katkı sağlanması ve İslam dünyasının liderleri, entelektüelleri ile düşünürleri arasında iletişim ağı kurulması olmak üzere 4 ana hedefe odaklandı.

Filistin, Suriye, Arakan, Keşmir ve Doğu Türkistan gibi İslam alemini yakından ilgilendiren bölgesel ve etnik sorunlar da zirvenin gündem maddeleri arasında yer aldı.

2019 Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumunda konuşmasına, iştirak eden tüm katılımcılara “Hoşgeldiniz” diyerek başlayan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi, “Buradaki her bir kardeşimin tecrübesinin tespit ve eleştirilerinin şahsım ve Türkiye’deki kardeşleriniz için çok kıymetli olduğunu belirtmek istiyorum. Kuala Lumpur Zirvesi’nin aramızdaki dayanışmayı güçlendirerek ümmetin vahdetine katkı sağlamasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

Bugün, sürdürülebilir kalkınma, güvenlik ve savunma, ticaret ve yatırım ile teknoloji ve internet başlıklarında iş birliği imkânlarını değerlendireceklerine işaret eden Erdoğan, “İslam düşmanlığından teröre, tefrikadan bölgemizi kasıp kavuran iç kavgalara, mezhep ve etnik temelli çatışmalara kadar birçok meselemizi özgürce konuşma fırsatı bulacağız. 1,7 milyarlık nüfusuyla dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslüman dünyanın durumunu, imkânlarını, kalkınma potansiyelini ve elbette bu potansiyelin harekete geçmesine engel olan hususları da ele alacağız. Daha güçlü, müreffeh ve ekonomik açıdan bağımsız bir İslam dünyası için fikirlerini bizimle paylaşan ve paylaşacak olan her bir kardeşime şimdiden şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Zirvenin bu açıdan da yeni bir çığır açmasını dilediğini vurgulayan Erdoğan, “Asya, Avrupa ve Afrika’nın merkezinde bir ülke olarak coğrafyamızda yaşanan hemen her hadiseden en fazla biz etkileniyoruz. Komşumuz Suriye’deki savaştan, zulümden ve terör örgütlerinin baskısından kaçan 3 milyon 700 bin kardeşimize sahip çıkıyoruz. Suriye’den gelenlerin yanı sıra Irak’tan Afganistan’a kadar yüzbinlerce muhacire ensarlık yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”İslam dünyasını belli aralıklarla aynı çatı altında buluşturan platformların en büyük sıkıntısı uygulama eksikliğidir. Şayet Filistin davasında halen hiçbir mesafe alamamışsak, kaynaklarımızın sömürülmesine mani olamıyorsak, mezhepçilik üzerinden coğrafyamızın lime lime edilmesine ‘dur’ diyemiyorsak sebebi budur. Yoksa İslam dünyası güçsüz değildir, zayıf değildir, çaresiz asla değildir. Müslümanların kaynak, nüfus ve coğrafi konum bakımından rakipleri ile arasında hiç bir fark yoktur. Hatta tüm bu alanlarda İslam dünyası diğer ülkelere kıyasla çok daha iyi bir durumdadır. Allah’ın bizlere bahşettiği onca imkana, petrole, nüfusa, doğal kaynağa rağmen hala Müslümanların önemli bölümü açlık, kıtlık, fakirlik ve cehaletle boğuşuyorsa hatayı önce kendimizde aramamız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’de bizlere onlarca defa aklımızı kullanmamız emrediliyor. Kendi hatalarımız için başkalarını suçlamak kolaycılık olacaktır. Müslümanlar son 2 asırda ne çekmişse meseleleri ile yüzleşmek yerine kolaycılığa kaçtıkları için çekmiştir. Aldığımız kararları icraata dönüştürebildiğimiz ölçüde değişime de öncülük edeceğimize inanıyorum.”

Açılış programında konuşan diğer isim olan Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani,  İslam dünyasının, barış, güvenlik ve olgun yönetim konusunda tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, “İslam dünyasındaki bazı rejimler İslam kültürünü suistimal ederek dışlama, ayrıştırma, insan haklarını hiçe saymak gibi halkına karşı ihlallerde bulunuyor.” ifadelerini kullandı.

İslam dünyasının başarısının, farklılıkları değil ortak yönleri öne çıkaracak bir iş birliğiyle mümkün olduğunu aktaran Şeyh Temim, “Adalet, çatışmaları sonlandıracak en önemli şartlardan birisidir. Çatışmaları, hakim güç aklıyla sonlandırmaya çalışan ülkelerin anlamadığı da bu.” diye konuştu.

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen 2019 Kuala Lumpur Zirvesi, kapanış töreni ile sona erdi. Sultan Nazrin, kapanışta yaptığı konuşmada, İslam dünyasındaki mülteci sorununa değindi. Müslüman ülkelerin genel olarak mülteciler için yeterli adımları atmadığını vurgulayan Sultan Nazrin, mültecilere yardım edilmesi çağrısında bulundu.

Sultan Nazrin, “Tıpkı Peygamberimiz Hz. Muhammed döneminde Ensarların, muhacirleri ağırladığı gibi onlara ulaşıp yardım etmeli ve daha fazlasını yapmalıyız.” dedi.

Dünyanın birçok Müslüman ülkesinde savaştan ve baskıdan kaçan milyonlarca mültecinin, uzun yıllar sürecek çözümleri bekleyemeyeceğini belirten Sultan Nazrin, “Onların mücadelesi çok basit bir şekilde hayatta kalmaktan başka bir şey değil.” ifadesini kullandı.

Sultan Nazrin, Suriyeli mültecilerin dramına değinerek, Türkiye ve Lübnan gibi ülkeler dışında Müslüman ülkelerin Suriyelilere yardım etmediği gerçeğinin altını çizerek konuşmasını ve zirveyi sonlandırdı.